10 Şub 2010

Bir tezim var: Kimse kimseden ayrılmıyor. Nokta.

Bütün "unuttum gitti"lerimizi, biriyle artık görüşmediğimiz için O'ndan ayrılmış olduğumuz tezine ve üstelik O'nu artık sevmediğimiz iddiasına dayandırıyoruz.

Bir yer var mümkün! Yeni aşkların mümkünlüğüne ve sevgiliden daha vefalı sandığımız unutmalara sığınıyoruz.

Geçmiş geçmiş midir sahi?
Yeniden birini sevdiğimizde bu sevginin kaynağı nedir?
Eskisine tıpatıp benzeyen, onun bir zamanlar hissettirdiği gibi güzel mutlu hissettiren,
ya da O'nun tam zıttı
ve bu yüzden yaşattığı hazin sonu bize asla yaşatmayacağına kendimizi inandırdığımız yeni biri.

Kahvesini sade içen ve sırf bu yüzden binlerce farklılık ve anlam yüklediğimiz,
kahveyi şekerli seven eski sevgiliden bin kat farklı ve harikulade olduğunu kendimize tekrarladığımız yeni biri.

Yeni bir sevi.
Yalnızlıktan kaçmak, kalbimize "unut artık" komutunu daha iyi yüklemek veya çaresizlikten, ihtiyaçtan, dünya devam etsin diye ve sevmenin hala mümkün olabildiğini kanıtlamak için inadına inadına yeniden sevmek.

Büyük umutlar. Büyük sözler.
Pırıl pırıl bir başlangıç.
Sonra?
Bu aşk da giderken bütün eski ayrılışlarlar çıkıveriyor saklandıkları yerden.
Kocaman ve daha acılı bir final. En tuhafı da bu.

Yeniyle mutluyken eskilerin çıtı çıkmıyor
(bir yere gizlenip elleriyle ağızlarını kapayıp, susuyor, için için gülerek bekliyorlar gibime geliyor).

Son sevgili giderken niye tüm eski aşkları da peşinde götürüyor son ses.
Böyle kapılar çarpa çarpa, bütün vedalar, terkedişler, eski acılar,ilk aşklar, hepsi birden gözlerimize doluyor. Gerçekten unutmak nedir?
Onu artık hiçbir koşulda geri istemediğimiz zaman mi?

Bu iş bitti dediğimiz an mi?

Yoksa nörolojik manasıyla unuttuğumuz zaman mı unutmuş oluruz sevgiliyi
ki bu başka bir hastalığa da delalet
(uzun zamandır şu delalet sözcüğünü cümle içinde kullanmak istiyordum:)

Lütfen rica ediyorum içinize bir bakın.
Unuttuğunuz kimse var mi?
Öylece duruyor mu hepsi?
Bütün anılarımız heykeller gibi dikilirken içimizde, yeni bir aşk mümkün müdür?

Krallar gibi dik durun , sahip çıkın eski aşklara , acılara.
Daha çok öğrenmiş ve sevgiyi bu kez daha nazik tutacak birine dönüşün
hesapları kapayın, ders alın, özür dileyin

yaşadıklarınızı sahiplenin ki kalbiniz güzelleşsin...

3 yorum:

pazzoson dedi ki...

Aşk,öncekine artık seni unutmam gerekmiyor dedirtenedir....

Evren dedi ki...

bir ömrün kaç keresinde aşktır derdi sevdiğim bir adam; şansın varsa iki derdim bende... unutmuyorsun, unutman da gerekmiyor. ama nedense bize unutmak öğretilir, unutup yeniden başlamak.

pazzoson dedi ki...

Öğretmek isteyen öğretsin,öğrenmek istemeyen öğrenmesin,öğretmeye çalışanı öğretilmek isteyen görmek istemesin,her öğretilen doğru değil,her öğreten öğrettiğini bilmiyor,ama bazan faydalanmak lazım,basit sözler derin anlamlar içerebilir..Gözden ırak gönülden ırak gibi...