19 Eyl 2008

...


Çocukluğumu hatırlattı bana susuşların
Bir iki üç tıp!
Küstüğüm her şeye adını verdim
Gittin...
Semaha durdum ardından


Sezi

aşk şarkısı


Mazi kalbimde bir yaradir
bahtim saclarindan karadir
Beni zaman zaman aglatan
iste bu hazin hatiradir

Ne gogsunde uyuttun beni
ne bugseyle avuttun beni
gecti ardindan uzun yillar
o kadin da unuttu beni

aşk...

Aşk dediğin nedir ki
Tenden bedenden sıyrık
Çocukların içinde
Yaşadığı bir çığlık
Aşk dediğin nedir ki
Histen nefesten varlık
Umutsuzluk içinde
Karanlığa son ıslık

ahmet hamdi tanpınar

hesaplaşma


vermeme olanak yok bana verdiklerini
ama ayrılırken bir hesaplaşma da gerekli
geçmiş bunca güzellikten bir anı olarak
ben seni alayım istersen sen de beni

onat kutlar

aşk acısı

öyle sevdim ki seni
öylesine sensin ki
kuşlar gibi cıvıldar
tatırdığın acılar

Cemal Süreyya

aşk ürünü!

Bir kibrit kutusu talimatıyla peynir yiyenler, azıcık rüzgarda hırka giyenler,
kırmızı et kırmızı şarap, yumurtanın sarısı /
yere düştü yarısı kıymeti bilmeyenler,
ezberciler, kuralcılar, yanlarında hep silgi taşıyanlar
lütfen ürünümüzden uzak durunuz. * * *

Ürünümüz çok kıymetlidir ablalar abiler!
Her tadışta, kendini en büyük / en eşsiz /en sonsuz sandırır.
Asla... Bir daha asla dedirtse bile Tom Jones abiye ne şarkılar yaptırır!
Verona'da Romeo'nun evinin lokanta olduğunu görenlerin gözünü yaşartır.
Durduk yerde sırıttırır, bilakisle bilhassayı karıştırtır ağlatır, çok ağlatır,
sevindirir göz kamaştırır, hayatı anlamlandırır.
Telefon bekletir, incitir, incittirir,
ya acıtırsa, korkma, arkadaşlarla paylaşılır,
aynı cümlenin kırkbir kere farklı söylenişiyle şairlerden medet umdurur,
şarkılardan fal tutturur
çiçeğe reçele benzer,
Golden Retriever masumiyetiyle baktırır.
Kanarya gibi şakıtır, bazen susar bülbüller,
hayatımızda hep istediğimiz görüntüler

(Yan etkileri: Mide ağrıtır, kalp çarptırır, tansiyon yükseltir)
a / b / c / d / e / .....z grubu insanlık!
Marketlerde ve banka şubelerinde değil,
burnunuzun dibinde arayınız.

Bir kere tadınca,

"el çek ilacımdan tabip, kılma derman kim helakim zehri dermanındadır..." diyeceksiniz!

Vazgeçmeyiniz!

ölüm ve aşk!

ölümle aşkı bir kefede tartmışlar.
iki dirhem fazla gelmiş aşk...

aşk

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir zeytinin başınaydı doymamız
seni bir kere opsem ikinin hatiri kaliyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde memelerin vardı
memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik

Cemal Süreyya

aşk..

''...Eğer hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri , o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken.. Öteki , bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüşüğüm ilk gün.. Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Aslında bu kadar basitti işte : Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın...'' der kürşat başar

aşk!

Aşk bir nakkâşdur kim sûret-i uşşâkda
Za'ferân ile gelür şekl-i ecel tasvîr eder

( Aşk öyle bir resamdır ki; elinde safran ile gelip, aşıkların yüzlerinde ecelin şeklini resmeder)
Zati

aşk!

aşık veysel e sormuşlar: aşk nedir?
üstad cevap vermiş: bir oğlan bir kızı sever ve kavuşamazsa aşk,
kavuşurlarsa meşk olur!

9 Eyl 2008

Fransız

"dünyada fransa diye bir ülke yokmuş da fransızmışım gibi dolanıyorum"

TERZİ

"Ya kendin dikebilirsin ya da hiç kimse. eline yalnızca bir iğne, bir iplik verebilirim" dedi tanrı..

Heinlein


"Tüm toplumlar hamile kadınları ve küçük çocukları koruyan kurallar üzerine kurulmuştur. Geri kalan her şey fazlalıktır, gereksizdir, süslemedir, lükstür ya da aptallıktır ve acil bir durumda bu temel kuralı korumak için vazgeçilebilir -ve vazgeçilmelidir de.

Irksal (türsel) sağkalım tek evrensel ahlaki kural olduğu için, başka bir temel mümkün değildir.

"önce kadınlar ve çocuklar!"dan başka herhangi bir temel üzerine bir "ideal toplum" oluşturmaya çalışmak sadece salakça değil, aynı zamanda bir soykırımdır da.

Yine de, parlak gözlü idealistler (tümü erkek) durmadan bunu denemişlerdir
-ve şüphesiz denemeye devam edeceklerdir."

8 Eyl 2008

Hiç

Çalışmak istemiyorum.
Hiç.

Şeytanın fısıldadıkları


Asksiz bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder,
asksiz bir kadin ise efendisiz bir köle.
Kadin ne ister? ne mi ister?
hepsini ister. ve ayni anda.
Peki erkekler ne ister?
hem sevgili karilari hem de haremleri olsun isterler.
Peki neden korkarlar?
hem karisiz hem de haremsiz kalmaktan korkarlar.

Kadin erkeginin kendisine kul köle olmasini ister;
olunca da ondan nefret eder.
Erkek ise kadinin kendisine köle olmasini istemez;
olunca da onu sever.
Bir erkek kadindan biktigi için onu terk eder;
bir kadin ise erkeginden sikildigi için.

Arada çok önemli bir fark var.
bir erkek doydugu için kadinindan bikar.
bir kadin ise doyamadigi için erkeginden sikilir.

Emre Yılmaz'dan

Kadina en çok yarayan ne akil, ne bilgi, ne de kültürdür.
İnce ve suh bir zekadir
...

Mucize

''Bir Yogi nehirden karşıya geçecekti
ancak köprüye ödemesi gereken birkaç kurusu yoktu,
Bu yüzden yogi nehri yürüyerek geçti.
Bunu duyan başka bir Yogi

bu mucizenin değerinin yalnızca köprüye ödemesi gereken birkaç kuruş kadar olduğunu söyledi.''

4 Eyl 2008

Mucize


Denize yüzünü verip kararlaştırdıkların
Benim kokumu hatırlayınca aklına esenler

Yapabilirsin sandıkların
Mucize dediğin şey

Yarın dediğin şey
Ve senin o kocaman belkilerin

Yüzyıllarca sürecek şimdi içinin kıyılarında


''Aşk insana kendinden başka hiçbirşey vermez,
başka şeyi de geri almaz'' diyor şair
Aşk lambalardan cinler çıkarmıyor
Yeni zamanlar ummayacaktık

Sonra geç kaldık...

İçinde bir ses 'keşke'
Korkudan hiç açılmadığın bir deniz
Uzak kıyılarımda sen

Sonra yaşlandık...


Sezi Kalkavan

1 Eyl 2008

"insan parası varsa çalışmak zorunda kalmaz.
Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamandada kendini mutlu edebilcek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır."
Albert Camus