29 Nis 2011
28 Nis 2011
27 Nis 2011
26 Nis 2011
25 Nis 2011
Saçma Sapan Şeyler...
- Dolar, Euro, birleşik bilmemne endeksi.
- Hava sahası - Kara suları - Sınırlar
- Milli gaza gelmeler, ırksal böbürlenmeler.
- Milyonlar kazanıp bi çimenlikte top koşturan futbolcular ve cebinde 10 TL ile maçlara gidip ağlayan / havalara zıplayan taraftarlar bi de takım elbiseli , puro/viski sever loca sahipleri + saatlerce pozisyon tartışan futbol yorumcuları.
- Dizi izlemediğini böyle gerim gerim gerilerek beyan edince Proust'un Kayıp Zamanın İzinde'sini okumuş gibi göründüğünü sanmak.
- Politik görüşü AKP'den nefret etmekten ibaret olanlar.
- Tatile giderken valize bi güzel doluşan kıyafetlerin dönüşte bi türlü sığışamaması.
- Evlenince boyu uzadı sanıp kasım kasım kasılan kadınlar.
- Evli çiftlerin herhangi bir sıkıntısına şahit olunca ''ah aman iyi ki evli değilim'' diye kendi kendine övünen bekarlar. ( bekarların da nice çöküşlerini, krizlerini gördük ama şişinmedik biz)
- Astrolojik kılıflar ( eveett şimdi birlikte Jüpiter'e biniyoruz:)
- Her türlü bireysel sıçışı evrensel ümitlerle donatmak ve olan herşeyi daha daha hayırlı bir üst olayın vuku bulacağıyla ilişkilendirmek ( sevgiliniz sizi terk mi etti? Demek ki daha iyisi gelecek evrenden:) acil şifalar diliyorum bu kozmikcanlara. Dünya ne halde zerre farkında mısınız? Meşgul etmeyin dilek. Bu kadar evren-kosmos muhabbetinden sonra yüreğinizden sadece koca ve para gibi bencilliğin daniskası dilekler geçmesi de ayrıca tuhaf.
- Çimlere basılmaz uyarısı ( şöyle Camış gibi yayılamayacaksam neyliyim çayırı çimeni)
- Cebi üç kuruş para görüp, havalı kartvizi olunca keli/göbeği/sararmış dişleri/kıro kişiliği görünmez oldu sanıp bana kız mı yok pozuna bürünen herifler. - Üç kuruş menfaat için uyuz uyuz adamları'' ah bi boşatsam şunu, beni alsa ben de Ulus'ta sitede otursam, hayatım kurtulsa'' diye hayallenip bu adamları poh poh pohlayan kadıncıklar.
- Her istediğimi yemem ve kilo almam ( saçma ama bu hem de haksızlık, tabikisi de kendi istediklerimi yiyeceğim, alla alla ya:)
- Ispanaklı böreğin, profiterolün Haydi Kulum fiziğimi sabote etmesi:)
- Sinema gibi en çıtsız en ''bir ki üç tıp'' olması gereken mekanda en patırtılı yiyecek olan mısırın yenmesi.
- Milletçe 6 daireli bi apartmanı bile birbirimize düşmeden, vesveye vermeden yönetemeyen bizlerin sokaktaki insanın ta kendimiz olduğunu unutup, soyut bi devlet kavramı yaratıp oradaki temsilcilere bakıp bakıp 'cık cık ' dememiz.
- Meclisi uzay mekiği sanmamız. ( ceylan derisi koltukların üzerinden bildiriyorum ki vekiller de uzaylı değil bağrımızdan kopan insanlar)
Isırdığımız çöreğin bütün kalmaması.
- Kadınların kendilerinden ayrılan her adamın arkasından '' bana aşık oluyordu , korktu, işte kaçtı bıdı bıdı'' yapması.
- Benim dünyanın en güzel topuzunu evde temizlik yaparken rastgele saçıma iliştirdiğim toka ile yapmam. mühim zamanlarda zinhar becerememem, tutturamamam.
- Köşe yazarlarının bazılarının yazamaması.
- Şarkıcıların bazılarının şarkı söyleyememesi.
- Uçan adam Sabri'nin uçamaması:)
20 Nis 2011
Denize yaklaşacağım, kararım kesin, Palau'ya gideceğim, evlat edineceğim, eşyalarımı azaltacağım, beklentilerimi azaltacağım ama ruhumu küçültmeyeceğim hiç. Kimse okumayacak olsa dahi o kitabı yazacağım, kendi kendimle imza günü belki de ne kadar şiirsel olur. Seçimde oy pusulasının üzerine kocaman kırmızı harflerle ''hepinizden ayrımsız hepinizden nefret ediyorum, değil size herhangi birinize oy vermek, beni temsil için bakkala göndermem sizi'' yazacağım, beni hiç alakadar etmeyen kavgalara karışacağım sonra, kimi haklı buluyorsam onun avukatı olacağım. Kurumsal saçmalıkların , ego krizlerinin kol gezdiği toplantıların birinde ''onu yaparım bunu yaparım'' diye hömküren birine kol saati hediye edeceğim. Düzeysiz biliyorum ama neyleyim hayalim böyle. Orhan Pamuk'la tanışacağım. Kafamın üstünde döneceğim, uzaya gideceğim. nokta!
Yeşil Peri Gecesi
"Ali sen beni gercekten sevmis miydin?"
bizde itiraf eden huzur bulmaz.
bizde itiraf demek, suçumuzun her bir ayrıntısının hücrelerimize yapışması demektir.
Biz itiraf edersek unutamayız. Biz oysa unutmak isteriz, olmamış gibi yapmak.
Biz mecbur kalırsak tövbe ederiz hemen ardından unutmak için, suçumuzu da öyle fazla sayıp dökmeden üstelik. (allah biliyor nasıl olsa, ayrıntılarla onu meşgul etmeye ne lüzum var?)
Bizim tarihimiz unutarak gömdüğümüz günahlarımızın tarihidir. kurcalayıp durmayın.
Biz dolaylı insanlarız, bizde yalanlar ve gerçekler arabesk motifler gibi iç içe geçer.
Bizim milli ikilimiz suç ve ceza değildir. Bizim milli ikilimiz suç ve unutma’dır.
Süleyman amcanın elinde en uyumlu milli ikilimiz vardı. Rakı şişesiyle kehribar kavun.”
Yeşil Peri Gecesi
Ne diyorduk; barlarda akşamın erken saatlerinde nezih bakışma ve süzmeler , gece yarısından sonra alkol kana iyice nufus edip ''ya herru ya merru'' diye ortalığa jaws gibi saldıran adamlardan-kadınlardan bahsediyorduk. Bahsedebilseydik keşke. Bu da bitti. Sevmezdik. Cık cık derdik. Ama gerçek bir ortam gecelik de olsa bir seçim, sönük de olsa bir umut, tutmayacak da olsa yalnızlığa yamalar vardı.
Yepyeni hatalara yelken acabilecek ve hala cocuk ama artık laftan anlayan sen. Cennet icinde Cennet. kendinden bir cennet tam cennet. İnsandan, sevgiliden bagimsiz ve bundan dolayi nedense ve nasilsa hep sevdiklerinle olmayi basaran yeni sen.
Charles Bukowski
herhangi bir günde herhangi bir orduya
yetecek kadar ihanet,
nefret, şiddet
ve saçmalık vardır.
ve cinayet konusunda en becerikliler
cinayet karşıtı vaaz verenlerdir
ve nefreti en iyi becerenler
sevmeyi vaaz edenlerdir
ve son olarak
savaşı en iyi becerenler
barış vaazı verenlerdir
tanrıyı vaaz edenlerin
tanrıya ihtiyacı var
barış vaaz edenlerin
huzuru yok
sevgiye vaaz edenler sevgisizdir
vaaz edenlerden sakının
bilmişlerden sakının.
durmadan kitap okuyanlardan sakının
yoksulluktan nefret edenlerden
ya da gurur duyanlardan sakının
övgü göstermekte hızlı davrananlardan sakının
karşılığında övgü beklerler
sansürlemekte hızlı davrananlardan sakının
bilmedikleri şeylerden korkarlar
sürekli kalabalıkları arayanlardan sakının;
tek başlarına bir hiçtirler
ortalama erkekten
ortalama kadından
sakının
sevgilerinden sakının
sevgileri vasattır,
vasatı aranır dururlar
ama nefretleri dahiyanedir
nefretleri seni beni
herkesi öldürebilecek kadar dahiyanedir.
yalnızlığı istemezler
yalnızlığı anlamazlar
kendilerinden farklı her şeyi
yok etmeye çalışırlar
sanat yaratamadıklarından
sanatı anlayamazlar
yaratma başarısızlıklarını
dünyanın beceriksizliğine yorarlar
kendileri tam sevemedikleri için
senin sevginin eksik olduğuna inanır
ve senden nefret ederler
ve nefretleri
parlak bir elmas
bir bıçak
bir dağ
bir kaplan
bir baldıran otu gibi
mükemmeldir
en usta oldukları
sanattır nefret!