25 Şub 2011

Amos Oz

"İki tip trajedi vardır. Biri shakespeare, diğeri çehov trajedisi. Shakespeare trajedilerinde perde kapanırken sahnede bir dizi ceset ve kan gölü kalır. Çehov trajedilerinde ise herkes sağdır, ama hayatta kalmanın faturası ağır olmuş, sağ kalanlar büyük tavizler vermiştir. Yaşamaktadırlar, ama herkes mutsuz, kalpler kırıktır"

Heinrich Böll

"peki neden" diye sordum bir kez daha.
"yasa var, mutlu olmanız gerekiyor", dedi.
"mutluyum ben" diye bağırdım.
"üzgün yüzünüz" dedi ve başını salladı

24 Şub 2011

s

Baykus gibi sahsina munhasir ve ozel bir hayvani meymenetsiz belleyenler
11 adamin 1 topun pesinde kosmasi sporunun insanlari nasil boyle elemlere cilelere veya coskulara surukleyebildigi (milli maclar da dahil olmak uzere gosterilen bu beraberlik kolkolalik

Mehmet Eroğlu / Düş Kırgınları

"Bugün ölecek miyim? Öleceksem hazırım;
cümlem dudaklarımda.
Sıra son söze geldiğinde insanın mutlaka söyleyecek bir şeyi olmalı"

" Mücevher takmamıştı; ama gözleri vardı "
Bıraktım dağınık kalsın. Benim neyime blog adresi değiştirmek...
seziland oldum o zaman da hiçbir aramada bulunamamışım.
eskiye döndüm. siz okurken gülüyorsunuzdur benim teknolociksizliğimi düşünün ben boğuşurken neler yaşadım.
Fırtınayı beklerken....
"Home is not where you live,
but where they understand you."

Federico Fellini / La Strada

Ait olmak ama nereye ait olmak ve kime?
Bizi defalarca yüzüstü bırakan hayata ve insanlara karşı gene de sadık olmak. Verdiği sözü tutmuyor hayat; tutsa bile, özlediğimiz şeyin özlenilmeye değer olmaktan ne kadar uzakta bulunduğunu göstermek için yapıyor bunu. Kimi zaman umut, kim zaman da umulan şey aldatıyor bizi. Bir eliyle verdiğini öteki eliyle alıyor. uzaklığın büyüsü, cennetler gösteriyor bize. ama büyülenir büyülenmez, bu cennetlerin uçup gittiğini görüyoruz. Demek ki, mutluluk ya gelecekte ya da geçmişte; şimdiki an, güneşli ovanın üzerinde dolaşam bi küçük buluta benziyor; önü arkası pırıl pırıl bu bulutun; ovaya yalnız onun gölgesi düşüyor.

Hikaye, cesaretini kanıtlamak için ormanda yalnız uyuyan çocuk bir kral ile başlar. Geceyi yalnız geçirirken kutsal bir görüntü görür. Alevlerin içinden kutsal kase çıkar. Tanrı'nın ilahi merhametininin simgesi. bir ses duyar: "insanların yüreklerini iyileştirmesi için kaseyi koru". ancak çocuk, kasede güç, başarı ve güzellik dolu bir hayatın görüntüsünü görür. Bu kısa şaşkınlık halinde kendisini bir çocuk gibi değil de aksine yenilmez hisseder tanrı gibi. Kaseyi almak için ateşe uzanır. Ama kase yok olur ve çocuğun eli korkunç bir şekilde yanar. Çocuk kral büyüdükçe yarası daha da derinleşir. bir gün yaşama amacını kaybeder. kendine ve başkalarına inancı kalmaz. sevemez, bu olay onu hasta eder. Ölmeye başlar. bir gün kaleye bir soytarı gelir. ve kralın yalnız olduğunu görür. Soytarı basit bir adamdır. Onun kral olduğunu anlamaz. sadece yalnız ve acı içinde bir adam görür. "Seni üzen ne dostum?" diye sorar. Kral şöyle yanıt verir: "Boğazım kurudu, su içmeliyim". Soytarı yatağın yanından bir kap alır doldurur ve krala verir. Kral suyu içmeye başlar ve yarasının iyileştiğini görür. ellerine bakar ve ömrü boyunca aradığı kutsal kaseyi görür. soytarıya sorar : "En parlak ve cesur adamlarımın bulamadığını nasıl buldun?" Soytarı yanıt verir: "bilmiyorum, tek bildiğim senin susadığındı..."
sezinin altın günü:) seziland oldu:) iyi oldu hoş oldu:)

20 Şub 2011

eksisozluk'ten

Facebook kız profili:
Canım sıkıldı çok..... (395 yorum) .......

Facebook erkek profili:
İntihar edecem galiba. (4 beğendi, 1 yorum: kanka içelim!)
Çarşamda gününden itibaren seziland.blogspot olarak değişiyor adresimiz:)
Hep yanılırım hislerimde ama bu defa başka. Bu yenilginin eli boş döneni ben değilim. Başka resimlerde, başka masalarda, başka aynalarda gülümseyen sen. Kendinin inanmadığı.

15 Şub 2011

Taze öğütülmüş Ipanema Espresso çekirdekleri ve biraz tarçın french press'te bir güzel demlenir. En sevdiğimiz kupamıza ( üzerinde Charlie Chaplin olan ) kahvemizi döküp azıcık ılık süt ekleriz, hımmm salona kanapeye kurulup, büyük bir zevkle ''Yeşil Peri Gecesi'' okunur. Bu esnada % 90 bitterimizi de kahvemize batırarak yemezsek olmaz:)

14 Şub 2011


Edip Cansever

‎''Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar. Ve dağılmış pazar yerlerine memleket. Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile.''

Senai Demirci

"Ölünün arkasından konuşulmaz” sözü, görünmez bir sınırın bekçisidir. Ölü, kim olursa olsun, muhteremdir, saygıyı hak eder. Ölü acizdir; el kaldıramaz. zayıftır; konuşup kendisini savunamaz. Savunmasız ve çaresiz olanı, konuşmaya muktedir olanın ezmemesi inceliğin gereğidir''

13 Şub 2011

2 Şub 2011

http://sezininaltingunu.blogspot.com/ olan adresimi tez zamanda http://seziland.blogspot.com/ olarak değiştireceğimdir:)

Sonra ''vay ben duymadım, vay ben bilmiyorum ilk adresten aradım taradım bulamadım, nerede bu seziland'' dimeyiniz.

1 Şub 2011


yardım isterem:)

Blog işlerinden anlayanlara bir soru:
uzun araştırmalarım sonucu adres kısmımı sezinin altın günü.blogspot'tan sezilan.blogspota nasıl dönüştüreceğimi buldum velakin sorum şudur o zaman bulunamaz mı olacağım yani eski adresimle benı sık kullanılanlara vs eklemiş kişiler ulaşamayacak mı? hem seziland, hem sezininaltıngunu yazıldığında benim bulunmamı nasıl sağlarım? Allahım neden teknolojiden anlamıyorum. Neden Neden. benim neyime blogger aaaaa. Baştan düşünecektin demeyin çok manalı bir hikayesi var bu altıngunu hikayesinin ama sonra içerikle tezat oluşturdu. Nasıl düzeltip seziland.blogspot yapıp hem de nasıl kaybolmam.