17 May 2012


" We think too much
 and feel too little. "

Chuck Palahniuk - Ninni

"Asırlar önce uzun seyahatlere çıkan denizciler karşılarına çıkan ıssız adalara birer çift domuz bırakırlardı, ya da bir çift keçi. Böylece ileride yapacakları ziyaretlerde bu adalar birer et cenneti haline gelmiş olacaktı. Denizciler buna et tohumu ekmek diyordu. Bu size bir şeyler çağrıştırıyor mu? Mesela Adem ile Havva? Tanrının ne zaman bir sürü barbekü sosu ile çıkıp geleceğini hiç merak etmiyor musunuz?"

15 May 2012

Marc Levy


İnsan sevince hesap yapmaz,
bunu en az yüz kere söyledin bana.
Bir evin güzel olması için bazen birmilyondolara gerek kalmıyor.
MAVİ heryerde, herşeyi güzelleştiriyor

"Nesnelerin bir ters yüzü vardı, insan aklını kaçırdığı zaman bunu görürdü." der Sartre.
Bunun için Black Mirror isimli 3 Bölümlük mini diziyi şiddetle tavsiye ediyorum.

Birinci bölüm aklıma şunu getirdi;
''....Bir süre sonra uçağı kaçıranların ne isteyebileceğini düşündüm. ve aklıma şu geldi; ya ''Hakan çırılçıplak soyunup CNN'e çıkmazsa uçağı düşürürüz'' derlerse? Bir an için çok korktum. Sanki gerçekten böyle bir talepte bulunabilirlermiş gibi geldi bana. Ya da daha kötüsü: ''Hakan annesiyle sevişecek ve bunu bütün dünya televizyondan seyredecek, yoksa uçaktaki iki yüz elli kişi ölür.'' Tam bu düşüncelerle boğuşuyordum ki korsanın sıradan, salak bir terörist olduğunu söylediler...
Hakan Günday - Piç

İkinci Bölüm;

Neresi burası? Sisteme nefret kusan haykıran ve aslında bütün sistemin üzerine kurulduğu ''isyankar'' kim? En dibe batanlar en çok çırpınanlar mı?

"Günümüz siyaseti hayvanlara göre düzenlenmiştir. Hayvanlarla iletişim kurmanın iki yolu vardır: kandırmak ve korkutmak. Bir piçi de kendisi dışında kimse kandıramayacağı ya da korkutamayacağı için siyaset onlarla ilgilenmez. Sadece bürokrasi peşlerine düşer. Ondan kaçmak için de adressiz olmak yeter. Piçlerin adresi olmaz, olsa bile piçler -artık- orada oturmaz."

Hakan Günday - Piç

''Bazen dünyanın bir kasa olduğunu düşünüyorum. Tanrının parasını sakladığı bir kasa. Para biriminin insan olduğu bir evrendeki küçük bir kasa. Tanrının paraya ihtiyacı olduğu zaman büyük savaşlar, felaketler, ölümler oluyor. ölenler harcanıyor. Kalanlarsa faiz yaratmak için ürüyor.''
Kitaplar var, bazıları başka. Bazı kitaplar başka yerlere dokunuyor, başka yaraları açıyor , eskisi gibi olamayacağınız , artık geri dönemeyeceğiniz bir yere getirip bırakıyor. Sonra soruyorsun kendine '' Neden bu kadar yorgunum?'' Çünkü bize dünyayı bir panayır gibi kakalamaya çalışıyorlar. Afrika'da çocuklar çamur yemiyorlarmış gibi yapıyoruz. Biz bu panayıra , bu mutluluk haline tapıyoruz. Allahımız bu bizim. Boktan şeylerin bize dokunmadan, canımızı sıkmadan olup bitivereceğine inanıyoruz. Kapılarımız kapalı, pencerelerimiz kilitli, gözlerimiz kör bizim.
Biraz sularımız bulandı mı bahar coşkusu, yeni yıl coşkusu, birşeyler coşkusu gelsin bizi alsın istiyoruz. Bazı kitaplar başka ; yaralar açıyor, yaralar acıyor, yaralar gerçek.
Hakan Günday okuduğun zaman gülümsemen yavaşça siliniyor, seni iplerle yavaş yavaş bağlıyorlar gibi hissediyorsun, kalkıp gidemeyeceğin bir yere geldin bak. Şenliği uzaktan izliyorsun , büyüyorsun, dev oluyorsun, saçma geliyor. İnsan içindeki tüm pislikle insan, sen haz için , kimse seni görmezken düşündüğün , kurduğun o zavallı planların için yaşıyorsun.
Pislik başkaları. Sen temizsin. Sen iyisin.
Oysa sen salt kötülük yapmadığın için kendini iyi bilip rahat uyuyorsun.
Deliler neyi bildiklerinden takım elbise giyip oturamıyorlar şu masada?
Evini, odalarını, anahtarlarını, paranı ve adını aldığımızda sende kalan ne? Ne'den yapıldın parçaların dört bir yana dağılacak olsa?

Violette Leduc


"Şeytandan korkmam;
tanrı varsa rakibi yoktur"
"Sıradan bir çizgi filmin bir çocuğun balkondan atlamasına neden olan etkinin onda birini yetişkinlere verebilmek için romanlar yazıyorum''

Hakan Günday