23 Ara 2012

Kiss 2 / Klimt


" Beden dediğin aşka vesile

insan ruhlara âşık olur

sevdikçe başkasını

kendini bulur ''


'' Sonbaharların kralı gelirmiş meğer istanbul’a. Ciğerlerimin filmini çektiler. Ciğerlerim artiz oldular icabında. Akut alevlenmiş kronik bir sonbahar gibi bakıyordu. sigara figüran falan.
Ben kırmızı bir yaprağı oynuyordum esas kız olarak. Uçuşuyordum, uçuşmakmış meğer benim anlamım.
Ben bunu geç anladım.''

Didem Madak

Grey Lovers / Marc Chagall



'' Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, herşeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu"

'' Seni öpmek gökyüzünü öpmek gibi
Mavi bir şeydi ''


İlsa: Sana sonunu bilmediğim bir hikaye anlatayım mı?

Rick: Anlat

İlsa: Seni seviyorum

’ Pers sultanı iki adama ölüm cezası vermişti. Ölüme giden adamlardan biri eğer hayatını bağışlarsa 1 yıl içerisinde sultanın atına uçmayı öğretebileceğini vaat etti.
Kendisini dünyada tek uçan ata binerken hayal eden sultan bunu kabul etti. Diğer adam ise inanmayan gözlerle baktı. ''Bunu yapamayacagını bılıyorsun. Niye böyle bir söz verdin? Yalnızca kaçınılmazı geciktiriyorsun.'' Adam cevap verdi;  ''Kendime dört özgürlük şansı veriyorum.''
1) Sultan ölebilir
2) Ben ölebilirim
3) At ölebilir
4) At uçabilir ‘’


''Çok eğlendim, teşekkür ederim. Hoşçakalın"

Romain Gary intihar notu 1980

'' Diego, sevgili oğlum, beni affet. Artık yaşayamıyordum. Beni anla. Bunu yapabileceğini biliyorum ve seni sevdiğimi biliyorsun.
Güçlü ol. Seni seven annen. ''

Jean Seberg İntihar notu 1979



'' Ne değiştirebildiğin, ne yardım edebildiğin, ne de terkedebildiğin bir kadını sevmenin ne demek olduğunu bilemezsiniz "

Romain Gary


''Hiçbir zaman yalnız olmak istiyorum demedim.
Sadece rahat bırakilmak istiyorum dedim.''

Greta Garbo

16 Ara 2012


Bir elim kalbimin üzerinde. Bir oda deniz. Bir mavi soğuk. Sırlarımdan öp. Kollarımda dur böyle. 
Bana güneşler al


Marc Chagall


 
  ''Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki
   Çok sevdiğim başına yemin ediyorum ben
Koyu bir çiçek gibi gözlerin kapanırken
Bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim
Ömrümü bir yudumda ellerinden içerim
Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki."

 
Nazım Hikmet Ran


The Lost Love / A. Toulmouche




" Hayatın öldürmediği bişey vardı onda..
Belki de son darbeyi yememişti daha "


Marc Chagall / Blue Lovers




'' mavi efendim benim,

kadırganızı karaya çektim

bundan böyle kendiniz biliniz beni  ''


Rodin


denize yakın o odada o derin yatakta benim senin yok gözlerinle bunca geldiğimi çığlık çığlığa o son kuşlar susup...gittiler... aramızda koca bir ömür var artık yaralarımıza yetmeyecek camların içinde yara bere içinde kan içinde o son seviler benim içimde....bittiler

10 Ara 2012


"...aklımdan çıkmıyorsun dedim

başka türlüsünü yorgunum anlatmaya..."

9 Ara 2012


" ister gökyüzünde seyret, ister gözlerimde
          körler onları görmese de, yıldızlar vardır,"


"Mektupları öpebilirsin kırmızı dudaklarınla
 Görür gibi olarak açıp baktığımı
Bense şöyle diyorum: 
Buradan bir acı kanamış boyuna"

Cahit Zarifoğlu

The Kiss




"ama ben en çok şeyi en kısa zamanda

sana söyledim,

yalnız sana..."

1 Ara 2012

Annemin Amerika vizesi basvuru formunda “Birlesik Devletlerde sizin kim oldugunuzu dogrulayacak bir tanidiginiz var mi?” Sorusuna “Barack Obama” yazdim. Adrese de “1600 Pennsylvania Avenue Northwest, Washington, DC 20500, ABD.” Arasinlar kendisini sorsunlar sikiysa Nalan Aybek kimdir neyin nesidir! Saka saka annem okur mokur simdi kalpten gitmesin ama gercekten “mickey mouse” yazdim tanidik bolumune!


Ofisce kafayı sıyırmışlığımızın emaresidir:


Özlem ve Tuncay : - Ya Sezi Hanım öğlen Caddebostan sahilde çay içtik çok güzeldi. Siz niye gelmediniz?

Sezi: - E çağırmadınız ki. Vahiy mi gelecek bana sahilden gel gel diye.

Tuncay: - Çağıracaktık ama siz bizi sattınız başkalarıyla yemeğe gittiniz.

Sezi: - Bu cümleyle bir yargıda mı bulunuyorsun yoksa bir davranışı objektif olarak tespit mi ettin? (not: Dün ekipçe bir ps...ikolog-sosyologtan değerleme eğitimi aldık , ekibimizi değerlendirirken mümkün olduğunca yargıdan kaçınıp ölçülebilir araçlarla yetkinlik saptamaya dair)

Tuncay: - Tamamen yargı.

Sezi: - Çok pis uçan tekme atarım Tuncay bunu biliyor muydun?

Özlem: - İşte net bir davranış!

Tuncay: - Ama yargı da içeriyor; çok pis tekme ama neye göre kime göre? Yani havada üç veya uçan tekme deseydi ölçülebilir bir davranış olurdu ama çok pis uçan tekme bana biraz muamma.

Sezi: - Allaaaaaa tutmayın beniiii:)
Allahim sen buyuksun, kadirsin, herseyi bilensin ve affedicisin. Bu kulun az once yarim simit ve yaninda az peynir yicem diye niyet etti ama seytan onu bastan cikarmak icin onune bembeyaz sahane bir kaymak ve bal cikardi. Yoldan cikan bu kulun genelde iyi bir insan olmaya gayret ediyor yalvaririm su kaymak ve balin kalorilerini bana yazma. Mesela 34 beden birilerinin kalca hanesine yazabilirsin. Amin!


" Sen yakasina yapiştigin her insani korkak mi saniyorsun ? Yoksa olumsuz oldugun icin korkusuzlugun sana mi mahsus oldugunu duşunuyorsun ? Benim dunyada tattigim en buyuk lezzet, hayat degil, insanlik ! Her zaman oldugu gibi, Şimdi de yaşiyor olmanin degil, insan olmanin zevkini cikariyorum . anlattigim her hikaye icin bana bir saat sure verdigin icin sana muteşekkirim . Fakat şunu iyi bil : ben bu sureyi yaşamak yerine, hikaye anlatmak icin kullaniyorum ."


Chuck Palahniuk



"En iyisi savaşmaktan vazgeçmektir, bırak gitsin. sürekli bir şeyleri düzeltmeye çalışmaktan vazgeç. Bir şeyden ne kadar çok kaçarsan o kadar uzun süre ona katlanmak zorunda kalırsın. Bir şeyle savaştığında, onu sadece daha da güçlendirirsin. yapmak istediğin şeyi yapma. yapmak istemediğin şeyleri yap. Sana istememen gerektiği öğretilmiş olan şeyleri yap. Seni en çok korkutan şeyleri yap."




"Simdi" , diyor kursuni dudaklar, " Az once yaptigin gibi bana butun hikayeni anlatacaksin. Hepsini yazacaksin. Bana hikayeni tekrar tekrar anlatacaksin. Bana butun gece yurek parcalayici boktan hikayeni anlat." Bu kralice Brandy kemikli uzun parmagini bana dogru uzatiyor.

"Anlattigin seyin" diyor Brandy, "Sadece bir hikaye oldugunu anlayacaksin. ve ayni seyleri bir daha yasamayacagini. anlattigin hikayenin sadece kelimelerden ibaret oldugunun farkina vardiginda, gecmisini bir kagit gibi burusturup cope atabildiginde," diyor Brandy, "İste o zaman kim olacagina karar verecegiz"