30 Eyl 2009

"cehennemde ateş yoktur herkes kendi ateşini bu dünyadan götürür"

28 Eyl 2009

Kimsenin beni bulamayacağı bir yere geldim.
Tuhaf.
Gözükmüyor hiçbir yer.
Tüm denizlere, tüm limanlara, olan biten herşeye uzağım.
Benim değil çünkü benim değil ve
Sahip değilim hiçbirinize.
Evim, en sevdiğim kahve fincanım, yatağım hatta
Aslında yoksunuz.
Anlamanızı beklemiyorum mesafe uzuyor aramızda.
Bir dostun sıcak sözleri bile çarpıyor görünmez camlara.
Bir tek bu sayfa var,
Sonsuza kadar yalnızca bu
Ben ve kelimeler...

Kadınların tuhaf, çenebaz, eserlikli ve dengesiz olduğu tezine zerre katılmıyorum.
Olsa olsa erkeklerin söz ve anlayış fakirliğininin yarattığı karşı tepkidir.
Her kuvvet bir karşı kuvvet yaratıyor işte.
Olanca kabalığı ile gayet yüksek sesli bir hata yapan bir adam nasıl oluyor da müthiş sessiz bir ikrar bekleyebiliyor kadından?
Susan her zaman haklı değildir. Hayır.
Her tepkisini olanca dangıl dungul haliyle veren adam sonra o duvara çarptığı kadından derviş sabrı ve bilgece duruş vs umuyor?
Ben derviş değilim efendim.
Su da değilim.
Düşüncesizce söylenmiş ama acı sözleri, özensiz ve sert lüzumsuz çıkışları su gibi saramıyorum, Karşılayamıyorum.
Böyle bir gücüm yok benim.
İki kulak nasıl duymaz ağzından çıkanı?
Ben duyuyorum ve söz geçmiyor.
Hiç.
Söz yorulur... Anlatamamaktan...

24 Eyl 2009

Sezi kafasında bir düşünce ile

Anais Nin

"o sabah ağladım.
ağladım, çünkü beni henry'den ayıran yollar, beni ona tekrar götürecekti.
ağladım, çünkü kadın olmamı sağlayan süreç, çok acılıydı.
ağladım, çünkü bundan sonra daha az ağlayacaktım.
ağladım, çünkü acımım kaybediyordum ve onu hala unutamamıştım."

bi düşün...

anlamsızlıkta anlam arama
hiç
anlamın anlamı
yok
ve anlamın anlamsızlığı da

Dur bir mola ver!

''Burma'da ruhun kelebek olduğuna inanılır'' dedi amanda
ve evet "kelebeğin ömrü tam da olması gereken kadardır"...
''Hadi anlat deseler anlatamam
Bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi
Yani bir kunduzu karşıdan karşıya yüzdüren sezgi
Nedir ben bilemem ki''

15 Eyl 2009

Metin Altıok

"Bense törpülüyorum bir aşkı Sıkıştırıp mengeneye Sevmek çok acıdır!"

another roadside attraction!

"bir arzunun öyle ahlaksız olduğunu söyleyerek veya inanılması daha da güç bir soyutlamaya başvurarak o arzunun gerçekleşmesini kanuna aykırı saymak - o arzuyu ortadan kaldırmaz."

13 Eyl 2009

''Gözlerimizi yalnız uzaklıklar değil,
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır''

12 Eyl 2009

...sonrasında idam kararı yüzüne karşı okundu. bir gömlek giydirildi. elleri arkadan kelepçelenmek istendi.
Erdal buna itiraz etti.
"ben kendi sandalyemi kendim deviririm, sizin pis ellerinizin üzerime değmesini istemiyorum." dedi. fakat doktorun, "can çekişirken fevri hareketleri olabilir" şeklindeki müdahalesiyle elleri kelepçelendi.
Bizimle öpüştü,
"hadi eyvallah" dedi.
son kez öpüştüğümüzde sakalları bile çıkmamıştı daha. sarı sarı tüyler vardı yüzünde.
Yürüdü, sehpanın önüne kadar geldi. Erdal'ı körkütük sarhoş bir cellat bekliyordu.
iki tane yüzbaşı vardı orada. hem ağlıyor hem de küfrediyorlardı. "bunun hesabını nasıl vereceksiniz" diyorlardı. Erdal sehpaya çıktı. son sözlerini söyledi. sehpayı tekmeledi. geçti, gitti...

Kenan Evren çizebilecek mi resmini Erdal Eren'in?
İdam edildiğinde 17 yaşındaydı...
Kenan Evren ressam değildir!

11 Eyl 2009

Görünmez Camlar!


Pencereler kapalı. İçime katlanıyorum. Yazamıyorum.

Başka her şeyi yapıyorum, tuhaf.

Konuşuyorum, gülüyorum , göz kremi sürüyorum, uyanıyorum vs.

Yaptığım veya söylediğim şeylerin beni asıl benden görünmez bir duvarla ayırdığını farkettim.

Görünmez camlar!

Bütün bunları beni sabitlemesi için istemiştim.

oysa şimdi kendime katlanamıyorum, eğilip bükülüyorum

Kimsenin sanmadığı kadar korkak biriyim ben

Geçiyor bir bir hayatımın günleri

Yazamıyorum!

9 Eyl 2009

insan kötüdür...

İnsan kötüdür...

Sözleri istediğiniz kadar süsleyebilirsiniz , öyle değildir diyebilirsiniz, aksini ispatlamaya çalışabilirsiniz mesela: bir adam elinde çiçek karısına gidiyordur, bir dost omzunu yaslamıştır diğerine, hava güneşlidir, bu dünyada sadece iyilik yapmak için kurulmuş binlerce vakıf vardır, Angelina Jolie ve Brad Pitt hızla evlat edinmektedir, kiliseler ve camiler dua eden insan kaynamaktadır,insanlar iyidir evet iyidir. Şartlar insana kötü şeyler yaptırır aslında. İnsan özünde iyidir!

Kocaman Hayır!

İnsan kötüdür. Dünyada bütün sapıklıklar, yalanlar, adilikler, savaşlar, cinayetler, becillikler insanın eseridir.

Tanıdığınız herkes (evet anneniz, çocuğunuz ve can dostunuz dahil) hepsi özünde katildir, hırsızdır, fahişedir. Sadece henüz bunu bilmiyordur. Şartlar onlara iyi şeyler yaptırır sadece. Bazen.

Meyvenin çekirdeğini taşıması gibi içimizde taşırız kötülüğü.
Gerekmezse ne ala!

Herkes görünürde iyidir. Ancak istedikleri ellerinden alındığında, cinsel arzuları kabardığında, ego bunalımlarına girdiklerinde derhal çıkar karanlık tarafları. Şartlar sizi prenses veya seri katile dönüştürebilir. Veya daha sıradan bir örnek verelim şartlar sizi saygın bir işadamı veya yalancı bir orospu yapabilir. Şaşırmayınız.

İnsan ve bu insanların oluşturduğu medeniyet KÖTÜDÜR. İnsanlar gruplaştıklarında çok ender iyi şeyler yaparlar. Siz kimseye işkence yapamayacağınızı iddia edebilirsiniz, evet birinin derisini yüzemezsiniz belki ama kentin fakir ve unutulmuş bir semtinde kocası tarafından her gün dövülen ve evden kaçması durumunda ailesinin kapısını bile çalamayacak kadar yalnız bir kadın olsaydınız bir bardak kırdı diye oğlunuzu öldüresiye dövebilirdiniz. (şiddet el değiştiriyor bir şekilde)

İnsan kötüdür. Melek kanatları takıp Afrikadaki çocuklara yemek götürmeniz vs sizi iyi biri yapmaz. Çünkü o götürdüğünüz yemek zaten onundur. Sadece sizin şartlarınız bu şaşalı hayatı yaşayıp, günün birinde vicdanınız dile gelip diğer insanlarla da paylaşayım demeye uygundur. Sadece göreceli olarak bunu yapmayan insanlardan iyi sayılabilirsiniz.

O kadar. Fazla büyütmeyin kendinizi.

Sahi farkında mısınız dünyada neler olduğunun?

Çocuk pornosu diye bir şey var : Milyonlarca adam ucaklara doluşup 12-13 yaşındaki kız çocuklarıyla yatmaya gidiyor bazı ülkelere, bazı ülkelerde milyonlarca melek gibi güzel kadın kendini satıyor 50 Amerikan dolarına çünkü milyonlarca adam bunu satın alıyor, dünya soy kırım dolu, cinayet dolu, ihanet dolu. Açlıktan insanlar ölüyor, soğuktan ölüyor, yalnızlıktan ölüyor.

biz ise şanslı olduğumuz için şükredip lüks evlerimize kapanıp ah vah diyerek izliyoruz kopan kıyameti. Bugün istanbulda yağmurdan 35 kişi öldü mesela. Üzüldük evet üzüldük de içimizde bir yer de seviniyor. Orada boğulan biz değildik iyi ki.

Gene ölüm ve iyi ki başkaları için!

iyi insanlar da var diyorsunuz. belki. Büyük resmi soruyorum. Neresi iyi?
Neremiz iyi? Birilerini öldürmüyor, dükkanları yağmalamıyor olmamız, Ramazanda 300 lira fitre zekat veriyor olmamız, şirketimizi soymamamız bizi iyi biri yapıyor mu gerçekten.

Boşversenize...

7 Eyl 2009

zinhar anlamadığım şeyler...

- 3. sezon itibari ile Lost ki 4 ve 5. sezonda iyice coştular.
Aklımı oynatmadan önce dizinin senaristlerini eşek sudan gelinceye kadar dövmek istiyorum. Şimdi de Ben'in kızı hortladı, bir kara dumanla vücuda gelip bubasına tehditler yağdırmalar falan, Ben bir mağaraya girdi ki hiyeroglifler vs, ne bu şimdi! dizide yok yok. yakında mevlevi felsefe ve sufi mistizmine de yer verecekler. ne hiyeroglifi beeeeee! adanın altından piramitlere geçit mi varmış valla anlamadım. Kate bi sümsüğe, sawyer manyağa, Jack kekoya dönüştü, şehre dönenlere koca amerika dar geldi haydaaaaaaaaaaaa tekrar adaya! Ölenler, dirilenler, bir şehirde, bir adada, flashback manyağı oldum. IIHH. ahanda şuraya yazıyorum bu diziyi mantıklı bi yere bağlasınlar valla gidip ada sahillerine heykellerini dikecem!

- Tatile giderken valize sığan şeylerin dönüşte aynı valize sığmamasını (tek bir iğne olsun alışveriş yapmamanıza rağmen olur bu. Tatil bitti stresinden şişiyolar mı ne)

- Neden boy olsun pos olsun endam olsun bari bir nebze olsun Heidi Klum'a benzemediğimi. hani bütün insanlar kardeşti yaaa! Neden diyorum. Merak değil mi kardeşim ediyorum aaaaaaaaaaaaaaaa.

- ''Bu sefer kesin bitti'' demecinden bir kaç gün sonra ''ama bizi kimse anlayamaz, aman da aramızdaki ten uyumu, aman da aslında o da beni seviyor'' söylemlerini. Bunun bir aşama ilerisi adamı sabaha kadar kötüleyip, beynimi muşmulaya çevirip ertesi sabah adamla barışıp bir de üstüne bir gece önceyi hiç yaşamamışız gibi romeo juliet pozlarına girilmesini. ama ben ''bıdı bıdı da bıdı bıdı bu hilmi seni hak etmiyor şevkiye'ciğim dediğimde '' sana ne ulan, seviyom ben onu, evlences biz diyen'' ve ayrılık gününe kadar lafına, kalbine sahip çıkan insan seviyorum. sonra bükülür yataga beraberce ağlarız. ki ben zaten yer arıyorum ağlamaya:)

- Akıllı çamaşır makinesi, akıllı fırın var peki neden akıllı insan bu derece az?
ademoğlu toptan mercimek beyinliliğe doğru yolaldı da ondan mı bu mutfak robotları? yok ben fırına karnıyarık tepsisi koyunca fırın tanıyormus patlıcanı haydaaaaa diye derecesini ayarlıyormuş vs. kesinlikle tırstırıcı!

- Evimi, çekmecelerimi, su borularımı, böbreğimi , damarlarımı sigorta ettirdim şükür. Allah muhafaza evimizin üstüne ucak düşerse, yanardağ patlar da lavlar evimize zarar verirse, oniki parmak bagırsaklarımdan birkaç tanesine bişi olursa vs her duruma karşı alimallah sigortam hazır! Peki buradan sormak istiyorum sigortacıma Etiler-Akatlar dolaylarında bilmediğim bir yanardağ mı var? Yani bu risk bile değerlendirmeye alınmışken sezi olarak kafayı sıyırma , keçileri kaçırma , fıttırma durumuma karşı niye önlem alamıyoruz? şimdi bu normal bişi mi?

- Pasif agresifler! cinayete sebebiyet verecek ilk kinayeli, iğneli ve boktan sözü söyleyip sonra hemen geriye pısarlar! Sanki kendini kendin delirtmişsin gibi sana ağlak sesle ''aaaa ne var bunda sinirlenecek bıdı da bıdı ''derler.

- Toptan boklamış olmıyım ama bilimum festival ve bienal filmleri. Hele fazla bağımsız olanlar:) ''ne kadar da saçmalıyorum bakın'' ana fikrinde boğuk sesler , sallanan kameralar, çirkin sarı yüzlerin eşlik ettiği mesaj kaygılı filmler.

- ''aman allahım bugün nepalde bilmemne çekirgesinin nesli tükenmiş, son mor tırtıl da bugün ölmüş, 2 başlı karafatmalarında nesli tükendi tükenecek'' aaaaaaaaaaa banane beeeeeeee! ömrüm boyunca karşılaşma ihtimalimiz olmayan üstelik de çirkin bir hayvanın nesli tükendi diye yas tutup eve mi kapatıcas kendimizi:):)

- insanları pozitif ve negatif diye sınıflandırmak. Bakınız buradan açıklıyorum sevgili mistik enerjiciler, çakasutracılar, kozmik reikici kardeşlerim. Yeminle yok öle bişi! Gudubet, meymenetsiz, fesat, haset insanlar sevilmez. Sevimli, güleryüzlü, içten insanlar sevilir. Budur olayın özü!

- Neden maaş almak için çalışmak zorunda olduğum. Anlamadıklarım arasında bana en çok koyan madde budur!:)

bilmeyen...


kirpiklerim batıyordu sana
kaçtığını sandım...

söyleyecek bir şeyin olmadığını
artık
çoktan gittiğini
belki

aşktan bir yere gidilemediğini bilemeyecek kadar çocuktum
bir adamın çiçek vermeden de sevebileceğini
çiçeklerin çirkinliğini
ve gereksizliğini bilmiyordum o zaman

gözlerim susuzdu
kirpiklerim batıyordu

kaçtım...