11 Mar 2010

masal

Bir gül yetecekken gönlünü almaya
yerden yere vurulan, ağlamaklı ve yenik bir ''şey''di''annelerimiz.
''Babamız'' yalnızca marşlar çalarken uyum içinde yürüyebiliyordu
ve evimizin duvarları bizi küçültmek için yükseltilmişti.

Geçemedik hayallerimizden.

Bir şey düşünmeden öylece durmamız gerekiyordu,
küçücük bir televizyonla sağladılar bunu. Baktık.... Baktık.

Babamız sürekli düşmanlardan söz ediyordu ;
deniz düşmandı, uzak ülkeler, şairler ve bize benzemeyen herkes.
korkuyorduk.

Yarın ne olacağı belli değildi, emekli ikramiyelerimizle ''başımızı sokacağımız bir ev'' bile alınamıyordu artık, dibimizde savaşlar oluyordu, sanatçılıkta ekmek yoktu.

Ayakları yere basmalıydı çocuklarımızın. Kızlarımızı okutmadık, şarkılar söyletmedik. Çirkin , zengin adamlara gelin verdik onları.
Oğullarımızı iş sahibi yaptık ve gencecik bakireler satın aldık onlara.

başlarını kaldırıp gökyüzüne bakmadılar...

hayatta kaldılar!

Hiç yorum yok: