15 Oca 2010

Orhan Pamuk Beyefendi! Özür dilerim. Yeni hayat'ı okumaya çalıştım. Olmadı. Sonra kırmızı'ya çabaladım. Bir iki sayfa sonra vazgeçtim ki hiç huyum değildir. Öyle vefasız sabırsız bir okur değilim. Ama ilk bir kaç Orhan Pamuk denememde böyle biri oldum yazık. Ve vazgeçtim sizden. Hayatımızı bu ön yargılar, kolaycılıklar, bu vazgeçişler eksiltiyor işte! Eksiktiniz bende. Yoktunuz. Kitaplarınız raflarda bana dik dik bakıyordunuz. Söylenip duruyordunuz. Sizden yana bakmıyordum bile. Itiraf ediyorum. Yıllar sonra ıstanbul'unuzu okudum. Işte buna kader diyeceğim. Bir arkadaşım sizi unuttu evimde. Çaresiz göz gezdirdim. Bu adam dedim ne kadar çok uzatıyor karıştırıyor sözcükleri. Okudum sonra. Boğazdan geçen gemilerinizi, ıstanbul'u, ıstanbul'unuzu! Bendeki krallığınız Masumiyet Müzenizdir. Eğilip büküldüm. Öğleden sonraları o evin ve bütün harcanmış aşklar! Içime katlandım. Sayfalarca. Kırılan her yerimi bütün eski yaralarımı ve izlerini anıtlaştırdınız. Şimdi Sessiz Ev'inizdeyim. Recep gibi aynı sözlere muhtaç ve kıyıda köşedeyim. Sokaklarda yürüyorum. Insan arıyorum. Küçülüyorum. Daha çok başları ama biliyorum güzel bir yolculuğa daha çıkıyoruz. Size teşekkür ederim.

Hiç yorum yok: