8 Nis 2014


Şu sağlam irade diye adlandırılan duruşu, o veya onun tam zıttı değerleri temsil eden ancak aynı rapraplı başka "duruş"lara hür iradesiyle hayranlık duyan, tekbirlerle veya marşlarla coşanları düşündüm. Bana ne öğretmişlerdi? Acaba kaç kez "faşist" oldum ben? Ben kimin katiliyim, sessizliğim kaç cesede toprak örttü? Kaç kez ölülerden ölü , cenazelerden cenaze beğendim ağlamak için? Ah benim neresini kazsan ölü çıkacak ülkem! Susturulan sesler, renkler! Günah keçileri, ışığı üstüne tuttuğumuz sevmediğimiz katiller, artık ressam sevdiğimiz canımız katiller, karakolların arka bahçelerinde asit kuyuları, "ama onlar da...." diye başladığımız zavallı cümleler, ne çok kurşun varmış benim kalbimde! hiç acımamışım, bana benzemeyen kimseye ben, Ah Berkin'in o kara gözleri martı kaşları, sorgudan dönemeyen o güzelim çocuklar 13 yaşında askılarda öldüğünde , ben bunları öylesine duyduğumda niye düşeyazmadım! Hiçbir şey için geç değil aksine çok erken! Tarihimizle yüzleşip, dinlediğimiz onca marştan, ilahiden, kitap cümlelerinden, Cumartesi annelerinin gözlerinden, Berkin'in çocukluk düşlerinden bir "insanlık" çıkaracağız önce! Sondan başlayamayız! Anlamıyorsunuz! Nefretinize ortak olmamı istiyorsunuz! Aklım başıma yürüdüğü ilk andan itibaren ülkeme, dünyaya ve insanın kıt kalbine duyduğum "tiksinti"ye hoşgeldiniz! 

Hiç yorum yok: