
"ama olmaz ki!" diye cevap verdi endişeyle.
"hayatta biraz daha katı yürekli olmamız lazım. yoksa ben seyahate çıksam, halin ne olacak? Ben senin, aksine çok mantıklı, çok mutlu olmanı isterim."
"birkaç günlüğüne gidecek olsan, mantıklı olmayı becerebilirim,
ama saatleri sayarım."
"peki ama birkaç aylığına gitsem.. ya da birkaç yıllığına... hattâ..."
İkimiz de susuyorduk. Birbirimize bakmaya cesaret edemiyorduk. Yine de ben, kendi sıkıntımdan çok onun sıkıntısı yüzünden ıstırap çekiyordum. bu yüzden pencereye yaklaştım ve gözlerimi kaçırarak açık seçik konuştum:
"beni bilirsin ben alışkanlıkların insanıyımdır. En sevdiğim insanlardan ayrıldıktan hemen sonraki ilk günlerde, mutsuz olurum. ama onları hep aynı şekilde sevmeye devam ettiğim halde, alışırım, hayatım sakinleşir, yatışır; onlardan aylarca, yıllarca ayrı kalmaya dayanabilirim..."
1 yorum:
:(Öyle şeyler paylaşıyorsunuz ki .. acaba yeni bişiler var mı diye hergün kontrol ediorum blogunuzu .. yorum yapmamıştım hiç ama bu hikaye çok etkiledi beni .. sanki yaşadıklarım dan bir kesit gibi paylaşılan yazılar .. keyifle okuyorum .. elinize sağlık..
Yorum Gönder