
Kendi varlığıma da alışmadım. içini, özünü boşaltmakta olan biçimlerle karşılaşıyorum durmadan; gerçek gerçek değil, sözcükler yalnızca anlamsız sesler...
Kendimi gözden geçiriyorum, anlaşılmaz, nedeni bilinmez bir acıya gömülmüşüm.
Adı konmamış üzüntüler, gereksiz pişmanlıklar içinde boğuluyorum.
Bir çeşit aşk, bir çeşit nefret, bir neşe gösterisi, tuhaf bir acıma duygusu... neye? kime?
Bana kalırsa, benim tiyatrom daha çok kendini ortaya vurmak. Ama benim kendimi ortaya vuruşum anlaşılacak gibi değil, sağır kulaklara çarpıp kalıyor.
Başka türlü de olabilir mi?...”
Eugene Ionesco
Eugene Ionesco
4 yorum:
galiba en tuhafı da bazen bazı salak durumlara en çok senin üzüldüğünü farketmen.
ne acı.
olsun meltemcim en çok sen üzül hep, sen üzül, sen ağla.
ruhunun derin yanlarına değer. onlar sana aynı derinlikte gülüşler de hediye ediyorlar
inşallah :)
öğleden sonra öğleden sonra yüzüm güldü valla :)
bi de Tanrı var be Sezi Hanım
O'na sığınıyoruz.
Tabi kimimize göre yok.
o ayrı mevzu :)
iyi mesailer..
Yorum Gönder