18 Kas 2009

Bazı kötü insanlar şans eseri sanata sahip olabiliyorlar.
Bu sanatcı yanlarına yaslanıp içlerinde uyuklayan şeytanı bir güzel uyandırıp ballarla böreklerle besliyorlar.
Sonra karşımıza geçip bu kötülükleri içlerindeki sanatçının yaptığını öne sürüyorlar.
Onları mazur görmemiz için ve kendilerini kandırmak için bir yere tutunmak zorundalar.
Roman Polanski'de de olan bu işte.
insanlar da yarattıkları güzel şeylere bakarak onlara payeler kondurup imtiyazlar tanıyorlar.
Acaba tecavüz ettiği sizin küçük kızınız olsaydı, hala alkışlayabilecek miydiniz bu pisliği?
Neyin affını rica ediyorsunuz sanki yolda gecerken ayağınıza basan birine 'önemli değil' diyormuşsunuz gibi?
Filmlerini beğenmek ve hakkını teslim etmek başka bir şey ,
''Ne de olsa yaşlandı, aradan yıllar da geçti, filmleri de güzel, affediverelim gitsin'' başka.
Kendinize geliniz.

3 yorum:

pazzoson dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
pazzoson dedi ki...

Hayat kocaman kocaman matruşkaların içiçe, beraber hareketidir..Süreçler içiçe ve düzensiz de olsalar beraber yürürler..Zaman yanılsaması içinde boyutlar değişse de çizgi onları bi yerde birleştirir.Kişilik ve aynı kişiliğin ürettiklerini birbirinden ayırarak mı bakmalıyız,yoksa hepsi bir bütünmüdür,içerdeki dengesizliğin dışarıya nasıl hayata ve insana dair örnekler verdiğini görsen şaşırırsın..Şahsi beğeniler ve kanılarla,objektif analiz ve vizyon kargaşası içinden karşımıza çıkan herşeyi kendi dünya görüşümüzle elerken,hep bize kalması gerekenlere odaklanırız..Oysa hayat içinden bişeyler alınması gereken değil,sürdürülmesi gereken bişeydir...En üst matruşka bunu yazar..

pazzoson dedi ki...

Öncekini yazım hatalarımı düzeltmek için sildim,kızmayınız;=)