2 Eki 2009

Tutunamayanlar

"evet bu yüzden yorgunluğumu anlatamıyorum kimseye. Yakınmalarımda ince bir alay görüyorlar. Bu inceliği bana yakıştıranlar tabii cahil insanlar. Ötekilerle artık görüşmüyorum. darıldım onlara. onlar bu dargınlığımın farkında değil tabii.
Kapıdan çıkıp gidince hemen unutuluyorum. bir de benimle uğraşacak vakitleri yok. çünkü uğraşmaya değmiyorum. ben de darıldım onlara işte. yolda, onlardan birini görünce, sıkılarak gülümsüyorum. içimden geçenleri saklamak istiyorum. onların içinden ne geçtiğini anlayamıyorum; yüzlerinden belli olmaz ki duyguları. bu nedenle, yüzlerini görmek içime sıkıntı veriyor. sıkıntıma onlar sebep oldu sanki. hepsi de sanki hiçbir şey olmamış gibi rahatça yürüyor yolda. karşıdan karşıya emin adımlarla geçiyorlar. günlük yaşayışlarını sürdürüyorlar. galiba yalnız ben yoruldum. ve bu yorgunluğumu yaşamak zorundayım....

bir silgi gibi tükendim ben. başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım : mürekkeple yazmışlar oysa. ben, kurşunkalem silgisiydim. azaldığımla kaldım.bütün günüm tedirgin bir beklemeyle geçiyor; gelecek mi, gelmeyecek mi? ne gelecek? bilmiyorum. adını koyamadığım bir şeyden korkuyorum. soyut bir korku içimi dolduruyor. bu korkuyla uyanıyorum ve bekliyorum.

belki korkularım sayılamayacak kadar çok ....

selim gibi görünmenin bana neye mal olduğunu bilseler.."

Hiç yorum yok: