
Globalleşmeseydik keşke....
Sınırlar kalksın, gümrükler birleşsin,
Nato, EU vs vs derken daha bir ilkelleştik mi ne?
Bu kadar kendinden ibaret,
bu kadar içine kilitli olmak,
kendini hiç başkasının yerine koymamak neden?
hiç 'insanca' gelmiyor bana
elimde değil anlayamıyorum her koyun neden ille de kendi bacağından asılıyor?
'Every man is an island'
Asıl bu temassızlıktan, yalnızlıktan,
güvensizlikten bu hale gelmedik mi?
Nerede kaybettik?
Çalan kapıdan korkar hale geldik ne zaman?
Sırrımız veremez, arkamızı dönemez olduk niye?
şimdi kim verecek bu ıssızlığın hesabını?
İnsan biriktirmeye
ve koleksiyonumun her parçasına elimden geldiğince
özen göstermeye devam edeceğim ben.
'Sezi is the human collector' dedi biri.
ama çok hoşuma gitti bu.
Her bir sevdiğimin güzel anlamları var raflarımda.
Farklı dönemlerimi, farklı ruh hallerimi,
hatalarımı, sevinçlerimi,
olmak istediklerimi belki de korkularımı yansıtıyorlar.
Bu öğlen 'koleksiyonumun sağlam bir parçasıyla' dertleştim mesela.
Gözleri doldu, gözlerim doldu.
Anladığımı anladığı anladım.
Bir garip teselli hikayesi (ortada bilindik bir dert bile yokken kurcaladık birbirimizi)
Size göre fazla dostum olabilir ama dostluğun o kadar da kolay olduğunu düşünmüyorum
asla hafife almıyorum.(daha fazla insanı eşit ama farklı sevgilerle sevebiliyorum diyelim)
- Dostun gülünce mutlu olmalısın (senin o ara işlerin pek yolunda gitmese bile)
- O ağlarken ise asla gülmemelisin (tuhaf bir oh olsun, ben demiştim edası takınmamalısın mesela)
- Yanında olmalısın her koşulda (sadece sen istediğinde değil, o an daha öncelikli önemli işlerin olduğunda bile)
- Bazen tedirgin edeceksin onu (sert yataklarda yatıracaksın)
- Fazlaca ego yapıp kendini balon gibi şişirdiğinde ve bu ürünü dostuna da satmaya çalıştığında hatanı anlayıp geri adım atacaksın.
- Özür dilemeyi bileceksin.
hepsini becermiyor olabilirim ama deniyorum
yeni tadıgım eserlerden de etkilenip koleksiyonuma ekliyorum bazen.
evet uğraştırıyor beni (ah başıma iş açıyorum evet)
Yani ıssız değilim
olamıyorum
3 yorum:
foto cok korkutucu bacım ya
nerdeyse beni alma onu al dicem :))
frekans ve düşünce sistematiği uydugunda nasıl da yorucu ve zevkli muhabbetler yapıyor beyin.. şaşırtıcı derecede zorlamak hoşuma gidiyo kendimi ve karşımdakini o tur diyaloglarda.
keske etrafımda beynimi kelimeleriyle yoracak daha fazla insanım olsaydı..
cunku sayıları az. ben de koruyorum onları. collect ediyorum :)
Kelimelerinin, karakterini yansıtması doğan güneşin pırıltısı gibi...Bu pırıltı seni binlerce insanın içinden hemen farkedilmeni sağlıyor..(Çok felsefi oldu ama duygularım böyle)..
Yorum Gönder