Yakama taktığın çiçeğe
Başımı eğip bakmıyorum
Bıraktığın evlere, denizlere, beyaz örtüsüne şu masanın
Bu yatağın ayak ucunda bir heykel gibi kıpırtısız
Bekleyen kim
Kımıldamadan, ah etmeden
Bir taş köprü gibi iki boşluğun arasını tutan
Kimin ölüsü
Şimdi tel tel kendi saçlarını yolan
Başımı eğip bakmıyorum
Göğsümün orta yeri kan
Kırılan bardaklara
İçimin gümbürtüsüne
Aşk kimle ne konuştuysa
Yalan!
Dünyayı şu kiraz ağacının üstünden bir kere daha izlemek için
Neler vermezdim!
Senin dallarında kalmak için
Kırılmadan , kurumadan, senin gövdene saklanarak
Kaç şimdi arkasında ayna olan kapılardan!
4 yorum:
Ne kadar derin kelimeleriniz var ne güzel yazıyorsunuz.
O yoğunluk oluşmadan yazmak zor anlıyorum ama keşke daha sık yazsanız.
Sevgilerimle..
İnsan kendi eline küser mi? Yazmadan durdum bir süre. Neye küstüğümü bilmeden. Ama yorumunuz benim için çok kıymetli. Teşekkürler
hocam, sizinle iletişime geçebilir miyiz? Bir dergi çıkarmayı düşünüyoruz ve yazılarınızdan şiirlerinizden kullanmak istiyoruz? sizinde izninizle?
sizinle nasıl iletişim kurabilirim.
instagram : seyitakcaa
oysa ne kadarda özel yazılanlar...
Yorum Gönder