
" Muhtaç olduğumuz havayı istemem demeye, mekan içinde bir yer işgal etmekten vazgeçmeye kuvvetimiz yoksa, bize verilen bir aşkı almamaya da iktidarımız yoktur..
Sizi seviyorum.. hem nasıl seviyorum yarabbi..
Şu anda bir tarafımı kesseniz acı duymam.
Sizin için herhangi bir şeyi yapmak istediğim zaman beni durduracak kuvvet tasavvur edemiyorum. ölüm bile buna muktedir değildir.
Bakın etrafımızdan bir sürü insanlar geçiyor, birçoğu dönüp dönüp bize bakıyorlar, daha doğrusu bana bakıyorlar. hangisini isterseniz yakalar ve öldürürüm.
o buna karşı koymak istese bile, bunun bir aşk için luzümlu olduğunu öğrenince gevşiyecek, mukavemeti kırılacaktır. Bakın, nasıl siz de aynı benim gibi sarsılıyorsunuz.
Hayatınızda böyle bir şeyin ilk defa olduğu muhakkak, söyleyin bana, içinizde hiç yabancılık var mı? Bütün bunlar sizin için malum şeyler değil miymiş? yalnız bu anda kafanızda bir örtü açılıyor ve ruhunuzun en zengin tarafları önünüze seriliyor.
Hiç yanılmadan biliyorum ki, siz de benim gibi şu anda bozuk kaldırımlar üzerinde yürümekte değilsiniz. siz de vücudunuzun elli veya altmış kilo ağırlığından kurtularak ilerliyorsunuz..
Bakın, beyazıt'a gelmişiz.. nasıl? ne kadar zamanda?
Bunları bilmiyoruz. zamanın olduğu yerde kaldığını ve bizi huşu içinde dinlediğini farketmiyor musunuz?
.. elinizi bana verin..
nabzınız benim ki kadar, belki daha hızlı atıyor.. Bileğinizin terleri elimi yakıyor..
Güzel göğsünüzün altındaki mini mini kalbinizi görüyorum..
şu anda yok oluversek herhangi bir teessür duyar mısınız?
Hayattan ayrılmayı istemeyiz, çünkü tatmin edilmemiş bir çok arzularımız vardır. fakat şu anda hiçbir istek bizi bir yere bağlamıyor.
Ruhlarımızın dopdolu olduğunu hissetmiyor musunuz?
Bileğiniz insanı çıldırtan bir teslimiyetle parmaklarımın arasında duruyor. Bütün ince dallardaki yapraklar gibi titriyor. Bana bu anı yaşattığınız için size minnettarım.
Hayata, tesadüfe, beni dünyaya getirenlere, herkese, her şeye minnettarım. artık evinize geldik. ben girmeyeceğim. Sizi tekrar görünceye kadar bu anları kafamda yaşatmaya çalışacağım. ne yapacağımı biliyorum. Belki şehrin dışına çıkarak sabaha kadar koşar ve şafakla beraber buraya gelirim, belki de burada, duvarın dibinde oturur ve sizden etrafa yayılan havayı yakından koklamak isterim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder