20 Nis 2011

Zaman az... Zaman uçuyor. Zaman yıllandıkça geriye doğru sarılan bir film şeridine dönüşüyor. ''Yaşlanmanın bir emaresi de'' demiş Haşmet Babaoğlu '' Gelecekle değil geçmişle uğraşmak''. Düşündüm yeniliyoruz 'tiktak'lara. 20 yaşında bi kız dunyayı gezmekten, teknede yaşamaktan, doktor olmaktan bahsederken 50 yaşında bir kadın genelde 20 yaşındayken yapmayı planladığı, yaptığı , yapmadığı şeylerden bahsediyor.

Gelecek yaklaşan ve bitmeye yüz tutan sınırlı bir kaynak olduğu için hesapta biriken geçmişi sohbetlere konu etmek daha kolayımıza oluyor. Belki de korkuyoruz yine söyler yine yapamazsak diye. Yüksek sesle gelecekten konuşalım o zaman. Neler neler yapacağımızdan!Bunu da onu da, hepsini, hiç birini, istersem yarı yolda tornistan, maymun olurum, iştah benim kime ne.
Denize yaklaşacağım, kararım kesin, Palau'ya gideceğim, evlat edineceğim, eşyalarımı azaltacağım, beklentilerimi azaltacağım ama ruhumu küçültmeyeceğim hiç. Kimse okumayacak olsa dahi o kitabı yazacağım, kendi kendimle imza günü belki de ne kadar şiirsel olur. Seçimde oy pusulasının üzerine kocaman kırmızı harflerle ''hepinizden ayrımsız hepinizden nefret ediyorum, değil size herhangi birinize oy vermek, beni temsil için bakkala göndermem sizi'' yazacağım, beni hiç alakadar etmeyen kavgalara karışacağım sonra, kimi haklı buluyorsam onun avukatı olacağım. Kurumsal saçmalıkların , ego krizlerinin kol gezdiği toplantıların birinde ''onu yaparım bunu yaparım'' diye hömküren birine kol saati hediye edeceğim. Düzeysiz biliyorum ama neyleyim hayalim böyle. Orhan Pamuk'la tanışacağım. Kafamın üstünde döneceğim, uzaya gideceğim. nokta!

3 yorum:

Hegesias dedi ki...

Kariyer planlaması diye ben buna derim işte. Umarım hayal kurma yetinizi hiç kaybetmezsiniz.

Sezi dedi ki...

şimdi asıl soru kafamın üstünde nasıl döneceğim:) hayır laf ağızdan çıktı bi kere. gereğini de yapmak gerek:)

Hegesias dedi ki...

Kafa üstü dönmeye çalışırken, illa ki çevrenizde o azimli halinize kayıtsız kalmayıp size yardım edecek birileri olacaktır; insanlık ölmedi ya. Ha, yok insanlık ölmüşse eğer, çevrenizdekileri ters çevirip onların karşısında ayaklarınızın üzerinde dönmekle bu sorunun üstesinden gelmiş olursunuz. (İşin içinde az biraz üçkağıtçılık var ama ne yapalım onlar da insanlıklarından çıkmasalardı.)